“Öğrenme Yöntemleri”
1.Beynin öğrenmede iki modu varmış; Odaklandığı mod ve Dağınık olduğu mod
Odaklandığımız mod belli, belirli bir konuyu öğrenmek üzere masaya oturduğumuz ve o konuya konsantre olduğumuz mod. İnsan beyni 20–25 dakika durmadan öğrendiği konuları beyninin ön lobuna yerleştiriyor. Bunları Fokus mod, yani odaklandığı modda yapıyor. Dağınık olduğu mod ise beyninizi daha az çalıştırdığınız, egzersiz yaptığınız zaman ya da uyumaya geçmeden önceki an.
Salvador Dali resimlerini yapmadan önce eline anahtarlarını alarak koltuğunda kaykılarak otururmuş. Kafasında yapmayı düşündüğü projeyle birlikte dağınık moda geçmeye hazır hale gelirmiş. Kendinden hafifçe geçip, tam uykuya dalma moduna geçecekken elindeki anahtarlar yere düşünce birden uyanır ve o harika, yaratıcı, sürrealist resimlerini yapmaya başlarmış. Anahtarın düştüğü “Aha” anı onun yaratıcılığını, üretkenliğini tetiklermiş. Dağınık modda edindiği fikri odaklandığı modda hayata geçirirmiş.
Fokus mod beynin detaylara odaklandığı, adı üzerinde fokuslandığı, derine indiği mod. Dağınık mod ise beynin büyük resmi gördüğü, konuyu genel olarak gördüğü, beyindeki diğer noktaları da aynı konu üzerine birleştirdiği mod.
Hangisi daha önemli derseniz? Araştımacılar “ikisi de” diyor.
2. Öğrenmeye Başlamayı Ertelemek İçin Bir Teknik Var: Pomodoro
Pek çoğumuz, özellikle öğrenciyken yaşamışızdır. Bir türlü ders çalışmaya oturamayız. Elimiz o notları açmaya gitmez. Masadan uzaklaşırız. Acıktık deriz, tuvalete gideriz. Erteleriz. Bundan kurtulmak için de bir teknik var: Pomodoro.
“Tüm matematik konularını bitireceğim” değil de “25 dakika konsantre şekilde matematiğe çalışıp, ara vereceğim.”demeliyiz.
25 dakika sonra da ara verip, kendimizi minik bir çikolata, küçük bir yürüyüş, bir arkadaşla ufak bir sohbetle ödüllendirmeliyiz.
3.Öğrenmenin Olmazsa Olmazı “TEKRAR ETMEK”
Hiç düşündünüz mü “Okumayı nasıl öğrendim?” diye? İlk günlerde sadece belli harf ve kelimeleri okuyabildik. Sonra yavaş yavaş daha çok kelime öğrendik, ilk öğrendiklerimizi de sık sık okuduğumuz için onlar bize artık çocuk oyuncağı olarak gözüktü.
Aynı şey matematik, fen, tarih tüm konular için geçerli.
İlk öğrendiğimizde beynimizde nöronlar arasında zayıf bir bağ oluşuyor. Koptu kopacak kadar ince. Konu üzerinde çalıştıkça nöron gittikçe kalınlaşıyor, sonunda hiç kopmayacak kadar kalınlaşıyor ve biz öğrenmiş oluyoruz.
Matematikte bir problemi çözerken önce çözüme bakıyoruz. Sonra bir daha çözüyoruz. Daha sonra ara veriyoruz. Aradan sonra bir daha çözüyoruz. Artık çözüme bakmadan çözüyoruz. Benzer problemler üzerine çalışıyoruz. Onları da tekrar tekrar çözüyoruz. Problem çözme nöronumuz gittikçe kalınlaşıyor. Artık önümüze gelen tüm aynı tip problemleri çözebilecek duruma geliyoruz.
Tekrar etmenin bir başka yararı da öğrendiğimiz konuyu beynimizin Çalışan Hafıza (Working Memory)kısmından çıkarıp, Uzun Süreli Hafıza (Long Term Memory) kısmına atabilmesi.
Araştırmacılar senelerdir Çalışan Hafızamızda (Working Memory) en fazla 7 konuyu tutabildiğimizi zannediyorlardı. Yapılan son araştırmalar sadece 4 konuyu kısa süreli Çalışan Hafızamızda tutabildiğimizi ortaya çıkardı. Yeni öğrendiğimiz bir telefon numarasını aklımızda tutmak istediğimiz yer var ya, işte orası Çalışan Hafızamız (Working Memory). Kullandıktan sonra da aklımızdan çıkıyor zaten. Esas öğrenmek konuyu Uzun Süreli Hafızaya yerleştirmekle başlıyor. Bunun için de tekrar etmek önemli. Tekrar derken öğrendiğiniz andaki 20 tekrardan bahsetmiyorum. Aralıklı olarak yaptığınız, zamana yaydığınız tekrar.
4. Öğrenmede Test Yapmanın Önemi Çok
Test yaptığınız zaman öğrendiğiniz konu uzun süreli hafızanıza daha çok yerleşiyor. nöronlar kalınlaşıyor.
Yapılan bir araştırmada odaklanıp, sadece konuya çalışanları, test yaparak çalışanlarla ölçmüşler. 5 dakika sonra yapılan ölçümde pratik yapanlar daha çok şey hatırlamış ama 2 gün sonra ve 1 hafta sonra yapılan araştırmada test yapanların öğrendikleri konuyu daha çok hatırladığı görülmüş.
5. Uyku Öğrenmenin En Önemli Elementi
Beyin öğrenme üzerine en önemli işlemlerinden birini uyurken gerçekleştiriyor.
Kafanızdaki düşünceleri düzene sokuyor. Öğrendiğiniz konunun zor gelen taraflarını uykuda prova ediyor. Tam uykuya dalmadan önce öğrendiklerinizi aklınızdan geçirirseniz, uyku sırasındaki işlem daha da verimli oluyor. Açıkçası kaliteli ve yeterli bir uyku öğrenmenizi iki katına çıkarıyor.
6.Öğrenmede Görselliği Kullanmak Önemli
Bu teknikte hatırlamak istediğiniz uzun bir liste ya da formulleri çok iyi bildiğiniz görsellerle kafanızdaki bir mekana yerleştirmek. Bir kere öyle öğrendiğiniz zaman unutmuyorsunuz. Zamanı geldiğinde ise bulunduğu yerden, evinizin oturma odasından mesela o formülü çağırabiliyorsunuz.